Seriye Giriş
Günümüz kiliselerinin en büyük ihtiyacı, Kutsal Yazılar’ı sadık bir şekilde izah edip uygulayan ve günahla cesur bir şekilde yüzleşmekten çekinmeyen, egemen Rabbin krallığını ve yasasını cesaretle yayan Kutsal Kitap’a dayalı sağlam bir vaazdır. Bu tür güçlü bir vaaz Müjdeci kiliselerde varlığını yitirmiş ve yerini cansız ve insan odaklı bir Müjde’ye bırakmıştır. Mesih temelli olgunlaşmayı teşvik eden ve imanı güçlendiren, doktrinsel açıdan zengin bir görüntü yerini standart ölçü olarak gayri resmiyete bırakmış, geveze, anekdotlarla dolu mesajlar içeren, iman etmemiş kişilerin kafasını karıştıran, ruhsal bakımdan kronik bir ergenliği gözler önüne seren bir vaaz yöntemi benimsenmiştir.1
Kutsal Kitap’a dayalı sağlam vaazın yeniden yaşam bulması konusunda büyük bir gereksinim vardır. Bu yalnızca Mesih’in koyunlarını yeşil çayırlara –Mesih’in ruhsal besin olan sözlerine– geri götürmekle kalmaz, aynı zamanda gelecek kuşakların vaizleri için de iyi bir örnek teşkil eder. Bu nedenle Lectio Continua: Yeni Antlaşma Üzerine Açıklayıcı Yorumlar’i2 sunmaktan dolayı mutluluk duyuyorum. Açıklayıcı yorumların yeni serisi, Atlantik’in iki yakasında bir grup deneyimli pastör-uzman reformcu kişiler tarafından kaleme alındı.
Vaaz için lectio continua yöntemi nedir? Bu yöntem, kesintisiz, sistematik, Tanrı sözünün –ayet ayet, bölüm bölüm, kitaptan kitaba olacak şekilde– açıklayıcı bir şekilde duyurulmasını ifade eder. Bu, birbirinden farklı konu ya da temaların vaaz edildiği bir sistemdir, öyle ki Tanrı’nın bütün öğütlerini gayretli bir şekilde aktarmaya çalışır (Elç.20:26–27). Hristiyan öğrencilik, Kutsal Yazılar büyük ölçüde ihmal edildiğinde bereketsizleşmiştir. Lectio continua yöntemi sadık bir biçimde uygulandığında, her paragrafta gizli bulunan zengin içerik açığa çıkar (bu söylediğimiz şey anlaşılması güç, tartışmalı ya da sindirilmesi zor ayetler için de geçerlidir). Pavlus şöyle der: “Kutsal Yazılar’ın tümü Tanrı esinlemesidir ve öğretmek, azarlamak, yola getirmek, doğruluk konusunda eğitmek için yararlıdır. Bunlar sayesinde Tanrı adamı her iyi iş için donatılmış olarak yetkin olur” (2Ti.3:16–17). Lectio continua görkem dolu bir mirasa sahiptir. Öyle ki bu yöntemin ilk kökleri ilk kiliseler dönemine ve “İlk Kilise Babaları” diye bildiğimiz çağa uzanır. Kullanımı 16. yüzyıl Protestan Reformasyonu ile yeniden hayat bulmuş ve büyük ölçüde yaygınlık kazanmıştır. Huldrych Zwingli, 1519’da Zurich Grossmünster’e ulaştığında, standart nitelikte bir vaaz kitabı hazırlama ve kendi topluluğuna sistematik bir biçimde, baştan sona vereceği Matta vaazları için lectio continua yöntemini tanıtma ve uygulama arzusundaydı. İlk başta kilisesindeki danışma kurulunun bazı üyeleri buna kuşkuyla yaklaştı. O güne dek kullandıkları vaaz yönteminin bu yeni yöntemle değiştirilmesi karşısında bir rahatsızlık duymuşlardı. Ancak Zwingli onlara, vaazlar için uygulayacağı bu yöntemin aslında hiç de sanıldığı gibi yeni olmadığını açıkladı. Aksine, onlara Augustinus, Chrysostom ve Clairvaux’lu Bernard gibi önemli şahsiyetlerin bu vaaz yöntemini uyguladıklarını anlattı. Zwingli’nin şu sözleri, ardılı Heinrich Bullinger tarafından alıntılanmıştır: Böyle bir yöntem karşısında “Müjdesel gerçekle dost olan hiç kimsenin yakınmak için bir nedeni yoktur.”3
Zwingli, Kutsal Kitap’a dayalı Hristiyanlığı yeniden kurmanın en hızlı yolunun Tanrı’nın tüm öğütlerini ayet ayet, bölüm bölüm, kitaptan kitaba, Rabbin Günü’nden Rabbin Günü’ne, yıldan yıla olacak şekilde vaaz etmekten geçtiğine inanıyordu. Öteki reformcular da bunu kabul ettiler ve onun örneğini izlediler. Martin Bucer, Wolfgang Capito ve Kaspar Hedio vaazlarında lectio continua yöntemini uyguladı. Johannes Oecolampadius da Basel’deki vaazlarında büyük bir cesaretle lectio continua yöntemini uygulamaya koydu. Kuşkusuz burada, 1549 ile 1564 yılları arasında bu yöntemle art arda en az yirmi beş kitabı (iki bin4 vaaz ile) vaaz eden Cenevreli reformcu Jean Calvin’i de unutmamak lazım.
Yukarıda sözünü ettiğimiz reformcuların örneği sonraki yüzyıllarda, reform sonrası dönemden günümüze dek takip edildi. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında Martyn Lloyd-Jones, William Still, James Montgomery Boice ve John MacArthur, verdikleri vaazlarda cesur bir şekilde bu yöntemi uyguladılar. Peki neden? Vaaz konusunda daha iyi ve çağdaş bir yöntem yok mudur? Lectio continua günümüz yirminci yüzyılının ihtiyaçlarına cevap vermeyi sürdürüyor mu? Kutsal Kitap’a dayalı vaazın medya, öyküler, terapiler, insan-merkezli vaaz anlayışı tarafından ve hatta açıkça reformcular arasında bile yeraltına gizlenmeye başlanıp marjinalleştirildiği bir çağda bunlar üzerinde düşünülmesi gereken önemli sorulardır. Elçi Pavlus, İmparator Neron tarafından şehit edilmeden kısa bir süre önce Timoteos’a ikinci mektubunu yazdı. Bu mektupla genç öğrencisine yazdığı son sözleri, bu söylediklerimize kanıt niteliğindedir. Pavlus bu mektubunda şöyle demektedir: “Tanrı’nın ve dirilerle ölüleri yargılayacak olan Mesih İsa’nın önünde, O’nun gelişi ve egemenliği hakkı için sana buyuruyorum: Tanrı sözünü duyur. Zaman uygun olsun olmasın, bu görevi sürdür. İnsanları tam bir sabırla eğiterek ikna et, uyar, isteklendir” (2Ti.4:1–2). Bu yalnızca Timoteos için geçerli bir buyruk değildi. Bu buyruk her Hristiyan pastör ve kilise için geçerlidir, öyle ki belli bir zaman kavramı barındırmayan bu sözlere dikkatli bir şekilde kulak vermeli ve ona uymalıyız. Tanrı’nın hizmet için olan ayrıntılı planına göre bu görevi üstlenen kişi, Mesih’in insanı sonsuz ölümden kurtaran sözlerini, uğrunda canını verdiği5 kiliseyi kutsallaştırışını ve onu rahata kavuşturmasını sadık bir şekilde duyurmalıdır. Başka bir deyişle, Müjde’nin vaazı ile sakramentlerin doğru bir şekilde yönetilmesi etkin bir yolla kutsallaşmayı sağlar, dolayısıyla tüm bunlar Mesih’in kurtuluşuyla kazanılan yararların seçilmişlerin üzerine döküldüğü anlamına gelir.
Bu nedenle, vaazda sadece ve sadece lectio continua yönteminin uygulanması baskın nitelikte olmalı, kiliselerimizin düzenli bir uygulaması haline dönüşmeli, Tanrı sözünün bütününü oluşturan Müjde ile Yasa’nın sağlam bir beslenme rejimini meydana getirmelidir. Belki bazı kişilerin aklına, “neden yeni bir Açıklayıcı Yorum Serisi’ne gerek duyulduğu” sorusu gelebilir. Her şeyden önce, tüm nesiller için Tanrı sözünü taze, doktrinsel açıdan sağlam ve güvenilir bir açıklamayla ele almak son derece önemlidir. Her çağ kendi teolojik, dinsel ve kültürel sorunlarını beraberinde getirir. Buna ek olarak, gerek halihazırda görev yapan, gerekse ileride görev alacak olan vaizlerine, her kuşağın ihtiyaç duyduğu Kutsal Kitap’a dayalı vaazın güvenilir ve çağdaş bir modelini sunmak son derece yararlıdır.
İkinci olarak Lectio Continua yorumlar serisi, çeşitli Reform inanç geleneğine sahip deneyimli pastörlerin yorumlarını öne çıkarmaktadır. Sonuç olarak bu seri yorum, inanç, kültür ve uygulama açısından zengin bir kavrayış sağlamakta, okuyucuyu lectio continua seçimi konusunda donatarak onu yönlendirmekte ve öğretici olmaktadır. Bu seri akademik olma ya da son derece teknik yorumlar içerme gibi bir amaca sahip değildir. Bu amaçla yazılmış birçok açıklayıcı yorum kitabı bulunmaktadır. Serinin amacı daha çok Reform topluluklarına lectio continua vaazlarını temin etmek, kaynak metinlere sadık kalınarak onlarla berrak bir bağ kurulmasını, anlamının ve ciddiyetinin doğru yansıtılmasını ve yanılmaz nitelikteki Tanrı sözünün doğru bir şekilde uygulanmasını sağlamaktır. Her bir cilt yorumu kurtarıcı–tarihsel, antlaşma, Reform ve inanç, üçlübirliksel, insan ve Mesih’in işi odaklı olma çabası içinde olup, tüm bu saydıklarımızı uygulama ile pekiştirme amacı gütmektedir. Bu nedenle bu seri, “Rabbimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih’in lütfu ve O’nu tanıma” konularında özlem duyan her iman sahibi Hristiyan için derin bir bereket kaynağı olacaktır (2Pe.3:18).
Böyle büyük bir proje, önemli sayıda insanın katılımı olmaksızın gerçekleştirilemez. Öncelikle Raymond, Brandon ve Jared Vallorani of Tolle Lege Press’e teşekkür etmek isterim. Onların böylesine hacimli bir yorum setinin basımı konusundaki isteklilikleri, bir Reform yayınevinin canlanması açısından bakılacak olursa azdı, ama Mesih’e karşı duyulan içten bir sevgi ve Kutsal Kitap’ın sadık bir biçimde duyurulması konusundaki isteklilikleri tam tersine fazlaydı. Ayrıca bu seriye katkıda bulunma konusundaki teklifi nazikçe kabul eden ve arkadaşım olan diğer vaizlere de teşekkür ederim. Müjde, kilisenin sağlığı ve gelişimi ile lectio continua vaazının yeniden canlandırılması konularında sizinle çalışmak bir ayrıcalıktı. Bunun dışında Tolle Lege Press’in editörlük çalışanlarına, özellikle Eric Rauch’a, yayınevinin başkan yardımcısına, Michael Minkoff’a ve yayın müdürüne de teşekkür ederim. Ayrıca grafik tasarım konusundaki sıra dışı yeteneğinden yararlanmamızı sağladığı için Jennifer Tyson’a, başarılı dizgiciliğinden dolayı Luis Lovelace’a, Martin Driggers’a, Julie Shields’e ve birinci cildin editörlük aşamasının son kısmındaki yardımlarından dolayı Clif Daniell’a teşekkür ederim. Grace Presbyterian Church, Douglasville, Georgia ihtiyarları ile topluluğuna da, zaman alıcı ama yararlı ve vaatkâr bu çalışmalar sırasındaki teşvik dolu, içten hizmetlerinden dolayı teşekkür borçluyum. Bunun yanı sıra, sevgili eşim Marla’ya ve değerli iki çocuğumuz Mary Hannah ve Hans’a da en derin şükranlarımı sunmak isterim. Evimizdeki sevinç ve huzur Rabbin günleriyle beslenerek çoğaldı, düzenli ev tapınmaları, sevgi ve sabır dolu bir eşin varlığıyla birleşti ve böyle bir serinin editörlüğünü mümkün kıldı.
Son olarak ve de en önemlisi, lütfun ve gerçeğin sonsuz pınarı olan kutsal üçlübirlik Tanrımız’a içten teşekkürlerimi ve minnettarlığımı sunmak isterim. Onun egemen sevgisi ve merhameti, çarmıha gerilen, dirilen ve göğe alınan Mesih aracılığıyla etkin kılınan iman sayesinde “ölümlü değil, ölümsüz bir tohumdan, yani Tanrı’nın diri ve kalıcı sözü aracılığıyla yeniden doğduk. Nitekim, ‘insan soyu ota benzer, bütün yüceliği kır çiçeği gibidir. Ot kurur, çiçek solar, ama Rab’bin sözü sonsuza dek kalır.’ İşte müjdelenmiş olan söz budur” (1Pe.1:23–25).
Jon D. Payne
Seri Editörü
Günümüzün modern vaazına, rahatsız edici olmakla birlikte yapıcı bir eleştiri: T. David Gordon’nun Why Johnny Can’t Preach: The Media Have Shaped the Messengers (Phillipsburg, NJ: P&R, 2009). “Farkına vardım ki günümüzde birçok birey doyurucu ve gerçek nitelikte bir vaazı dinleme olanağı bulamamıştır. Manila’da açlık çeken ve bir parça yiyecek bulma umuduyla çöpleri karıştıran çocuklar gibi, günümüz Hristiyanları da ruhu gerçekten doyurup besleyen bir vaazı hiç tatmamışlardır; öyle ki kendileri için elde edilebilir olan ne varsa besin niyetine onu almışlardır, bir lokma ruhsal besin elde etme umuduyla ya da ruhsal danışmanlık yardımı alabilmek için oradan oraya sürüklenmişlerdir” (Gordon, Why Johnny Can’t Preach, 17).
Orijinal serideki 3 kitap Tolle Lege Press tarafından The Lectio Continua Expository Commentary on the New Testament başlığı altında çıkmıştır. Serinin devamı Reformation Heritage Books tarafından yayınlanmaya devam etmektedir. (Ç.N.)
Şu ilginç hususu belirtmek gerekir ki Zwingli’nin Kutsal Kitap’ta bulunan kitapçıkları art arda vaaz etmesinden bir yıl önce, Matta ile ilgili olarak Chrysostom’un lectio continua’ vaazlarını almıştır. Bkz. Hughes Oliphant Old, The Patristic Roots of Reformed Worship (Black Mountain, NC: Worship Press, 2004), 195. Bkz. Old’un The Reading and Preaching of the Scriptures in the Worship of the Christian Church, 4. cilt: The Age of the Reformation (Grand Rapids, MI: Eerdmans, 2002), ve Timothy George, Reading Scripture with the Reformers (Downers Grove, IL: IVP Academic, 2011), 228–253. Bu girişin bazı kısımları, Jon D. Payne’in Modern Reformation (Nov./Dec. 2010; Vol. 19, No. 6): dergisinde bulunan “The Roaring of Christ through Lectio Continua Preaching” (s. 23–24) makalesinden adapte edilmiştir ve yayın evinin izniyle kullanılmıştır.
T. H. L. Parker, Calvin’s Preaching (Edinburgh: T&T Clark, 1992), 159.
Bkz. Mat.28:18–20; Rom.10:14–17; 1Ko.1:18–21; 1Pe.1:22–25; 2:2–3; WKK S89.